Çin’in geleneksel takvimine göre “Yılan Yılı” olarak kutlanan Çin Yeni Yılı arifesinde, sahneler ve gösteriler ışıl ışıl parlıyor, halk büyük bir ilgiyle bu etkinliklere akın ederken, biz de 2024 Kasım ayının sonunda Pekin’in batı periferisinde gölge tiyatrosunun büyülü dünyasını keşfetmek üzere yola çıktık.
Deriden yapılmış kuklalar, uyumlu bir şekilde sıçrıyor, zıplıyor; diyaloglar ve sesler, resimli bir arka plan önünde, perde aracılığıyla efsanevi hikayeleri ya da yerel masallara dayanan mitleri canlandırıyor. İzleyiciler için gölge tiyatrosu neredeyse bir çizgi romanı izlemekten farksız. Ancak burada her şey canlı olarak, dev bir beyaz perde (gölge perdesi) üzerinde, klasik bir sinema salonu atmosferinde sahneleniyor. Seyirci salonunun geleneksel düzende hazırlanması —düz dizilmiş ahşap sıralar, loş bir atmosfer— bu nostaljik hissi daha da pekiştiriyor.
Binlerce yıl öncesine dayanan bu geleneksel Çin halk sanatı, resim, heykel, opera ve müziği bir araya getiriyor. Kuklalar sahne arkasındaki sanatçılar tarafından beyaz bir perde önünde çeşitli hikayeleri canlandırmak için oynatılıyor. Eskiden sokak eğlencesinin popüler bir biçimi olan bu sanat, bugün Pekin’in Haidian bölgesinde yeniden canlanıyor.
Haidian Kültür Geliştirme Tanıtım Merkezi Müdür Yardımcısı Bayan Yu Peili, “Haidian’da bir yandan gölge tiyatrosunun daha fazla sahnelenmesine olanak sağlıyoruz, diğer yandan ise kültürel ve teknolojik avantajlarımızı kullanarak bu sanata teknoloji, yapay zeka gibi unsurlar eklemeye çalışıyoruz. Aynı zamanda farklı medya iletişim kanallarıyla bu sanatı daha geniş kitlelere ulaştırmak istiyoruz,” diyor.
Geleneksel Bir Eğitim ve Eğlence Aracı
Özellikle çocuklar arasında gölge tiyatrosu büyük bir ilgi görüyor; hem eğlendiriyor hem de eğitiyor.
Aile büyüklerine saygı, yaşlılara hürmet, arkadaşlık gibi ailevi değerler ile dayanışma, sosyal uyum ve onur gibi toplumsal erdemlerin aktarılmasında gölge tiyatrosu, Afrika’daki masal anlatım geleneklerine benzer bir rol üstleniyor.
Bu özel günde öğleden sonra salon yüzlerce ziyaretçiyi dalgalar halinde ağırladı. Kalabalık bir öğrenci grubu gösteriyi izlerken her duyguya tanıklık etti: Kaşlarını çatan yüzler bir anda gevşiyor, izleyiciler kimi zaman kahkahalara boğuluyor, kimi zaman merakla sahneyi takip ediyor. Çocuklara sunulan bu oyunda, bir sincabın, bir kuşun ve aynı ağacın altında yaşayan diğer küçük hayvanların komşuluk değerleri anlatılıyor.
Gölge tiyatrosu hâlâ çocukların ilgisini çekiyor. Haidian’daki kültür geliştirme yetkilileri, bu geleneksel sanatı ilkokul öğrencilerine tanıtarak çocuklarda geleneksel sanatlara karşı bir sevgi uyandırmanın bu bin yıllık sanatın yaşatılması açısından mükemmel bir yöntem olduğunu belirtiyor.
Sahne Arkasında İnce ve Zarif Bir Sanat
Gösteri sonrası çocuklar, perde arkasına davet edilerek hem kuklaların perde üzerindeki haliyle hem de onları oynatan sanatçılarla tanışma şansı buluyorlar. Kuklaların her biri, hareket etmelerini sağlayan birçok parçanın birleşiminden oluşuyor. Bu sahne arkasında anlaşılıyor ki gölge kuklalarını oynamak son derece zor. Bazı kuklalar onlarca eklemden oluşuyor ve kimi karakterler iki veya üç kuklacı tarafından birlikte kontrol ediliyor.
Işık ve gölgenin büyüleyici dansının ardında oldukça zarif bir üretim süreci yatıyor. Deri seçimi, montaj, çizim, oyma, renklendirme ve boyama gibi her aşama zanaatkarların özverisi ve bilgeliğini yansıtıyor.
Pekin’in batısındaki bu sanatın yaşayan temsilcilerinden Wang Xi, kuklaların yapım sürecinin, önce karakterin ya da nesnenin resminin kağıda çizilmesiyle başladığını anlatıyor. Bu kağıt, saydam bir deri parçasının üzerine yerleştirilip tahtaya sabitleniyor. Ardından oyma işlemi başlıyor. Bu işlem büyük bir titizlik gerektiriyor; bıçağın ucu ileri doğru itilerek, orta parmakla bıçağın sırtına bastırılarak oyuluyor.
Bu temel üretim sürecine hâkim olmak için yetenekli bir çırak dahi en az bir hafta boyunca çalışmak zorunda kalıyor. Ancak deriden kukla yapmak başka, onu sahnede kusursuz bir şekilde oynatmak bambaşka bir meziyet. Dolayısıyla, Çin gölge tiyatrosunun kuklacısı; çizim yapan, oyma ve boyama yapan, kuklayı oynatan çok yönlü bir sanatçıdır.